Piaget’in Bilişsel
Gelişimi
Bireyin çevresindeki dünyayı anlama ve öğrenmesini sağlayan
aktif zihinsel faaliyetlerdeki gelişime bilişsel gelişim adı verilmektedir.
Bilişsel gelişim; bebeklikten yetişkinliğe kadar, bireyin çevreyi, dünyayı
anlama yollarının daha karmaşık ve etkili hale gelmesi sürecidir.
Piaget’ye göre çocuk, dünyanın pasif alıcısı değildir.
Bilgiyi kazanmada aktif bir role sahiptir. Ayrıca, değişik yaşlardaki
çocukların ve yetişkinlerin dünyaları birbirlerinden farklıdır. Piaget bu
farklılığın nedenlerini incelemiş ve bireyin dünyayı anlamasını sağlayan
bilişsel süreçleri açıklamaya çalışmıştır.
Piaget, bilişsel gelişimi, biyolojik ilkelerle açıklamıştır.
Piaget’ye göre gelişim, Kalıtım ve çevrenin etkileşiminin bir sonucudur.
Bilişsel gelişimi etkileyen ilkeleri de şöyle belirlemektedir.
* Olgunlaşma
* Yaşantı
* Uyum
* Örgütleme
* Dengeleme
Bilişsel Gelişim Kuramı İle İlgili Temel Kavramlar
Piaget’nin bilişsel gelişim kuramını daha iyi anlayabilmek için kuramın temel
kavramları aşağıda açıklanmıştır.
Zekâ: Piaget, zekânın bir takım test maddeleriyle
belirlenmesine karşıdır. Ona göre zekice davranmak, organizmanın yaşamı için en
uygun koşulları sağlamaktır. Diğer bir deyişle zekâ, organizmanın çevreye etkin
bir şekilde uyum sağlamasına yardım eder; gerek organizma, gerekse çevre
sürekli değiştiğinden, bu ikisi arasındaki zekice etkileşimler de değişmek
zorundadır. Zekice etkinlik, var olan her durumda, organizmanın en iyi
koşullarda yaşamasını sağlamaya yöneliktir.
Şema: Şema, bireyin çevresindeki dünyayı anlamak için
geliştirdiği bir bilgisayar programı gibidir. Çevresindeki problemleri anlama,
çözme, dünyayla baş etme yollan yapıları olarak düşünülebilir. Şema yeni gelen
bilginin yerleştirileceği bir çerçevedir. Bilişsel yapılar ya da şema yoluyla
birey çevresine uyum sağlar ve çevreyi organize eder. Piaget, vücudun yaşamını
sürdürmesi için yapıları (organları) olduğu gibi, zihninde yapıları olduğuna
inanmaktadır. Kuşkusuz bu yapılar gözlenemez, ancak davranışlardan
yordanabilir. Şemalarla ilgili önemli bir nokta, sürekli olarak olgunlaşma ve
yaşantı kazanma yoluyla değişmeye uğrayıp yeniden organize edilebilir
olmalarıdır.
Bebeğin doğduğundaki ilk şemaları refleksif etkinliklerdir.
Bunlar; emme, yakalama vb. çok basit şemalardır. Bebeklikten yetişkinliğe doğru
şemalar, olgunlaşma, yaşantı kazanma, uyum ve örgütleme yoluyla sürekli olarak
değişir, gelişirler.
Uyum: Daha önce de belirtildiği gibi uyum fonksiyonel bir
değişmezdir. Yani uyum, yaşam boyunca devam eder. Bilişsel gelişim açısından
olduğu kadar diğer fiziksel ve psikososyal gelişim açısından da sürekli olarak
uyum sağlanmak durumundadır.
Piaget’ye göre uyumun iki yönü vardır. Bunlar, özümleme
(assimilation) ve düzenlemedir (accomodation)
Özümleme, bireyin, kendisinde var olan bilişsel yapılarla
(şemalarla) çevresine uyumunu sağlayan bilişsel bir süreçtir. Diğer bir
deyişle; çocuğun karşılaştığı yeni bir olayı, fikri, objeyi, kendisinde daha
önceden var olan bilişsel yapı içine alması sürecidir. Çevresine, kendisinde
var olan bilişsel yapılarla tepkide bulunmasıdır. Mevcut şemayı yeni durumlara,
objelere, olaylara göre yeniden biçimlendirme, şekillendirme sürecine
“düzenleme” (accomodation) adı verilmektedir. Her yaşantı özümleme ve
düzenlemeyi kapsar. Eğer mevcut bilişsel yapılar, yeni durumlara cevap vermek
için uygun ise özümleme yapılır. Yeterli değilse, mevcut bilişsel yapılar
yeniden düzenlenir. Bu yeniden düzenleme kabaca, öğrenmeye eşdeğer
görülmektedir. Yeniden düzenleme olmadan tek başına özümleme ile öğrenme ve
dolayısıyla da gelişme mümkün değildir.
Dengeleme: Piaget’ye göre, bilişsel gelişimin temelindeki
itici güç, dengeleme kavramında yatmaktadır. Ona göre, tüm organizmalar,
doğuştan, kendileri ve başkalarıyla uyumlu ilişkiler kurmalarını sağlayacak
özelliklere sahiptirler. Yani organizmanın tüm donanımı, en yüksek uyumunu
sağlamaya yöneliktir. Dengeleme de bu içsel eğilimi, yaşantılarla organize
edici bir süreçtir.
PİAGET’YE GÖRE BİLİŞSEL GELİŞİM DÖNEMLERİ
Piaget’e göre bilişsel gelişim, birbirini izleyen dört dönem
içinde ortaya çıkmaktadır. Dönemler ilerledikçe, çocukların kavrama ve problem
çözme yeteneklerinde niteliksel gelişmeler gözlenmektedir.
Duyusal Motor (0 – 2) Duyular yolu ile dış dünyanın
algılandığı, nesnelerin görünmediği zamanlarda da var olduğunun farkına
varılmaya başlandığı dönemdir. Bu dönemdeki bebek, refleks halindeki
hareketlerden, amacı olan hareketlere geçmeye başlar.
İşlem Öncesi Dönem(2 – 6) Dilin kullanımının ve sembollerin
geliştirildiği dönemdir. Çocuklar, mantıksal olarak sadece tek yönlü olarak
düşünürler. Diğer insanların bakış açılarını algılamada zayıftırlar.
Somut İşlemler (6 – 11) Problemlere mantıklı çözümlerin
getirildiği dönemdir. Çocuklar, kuralları anlayabilirler. Fakat çoğunlukla
somut nesneler üzerinde düşünürler.
Soyut İşlemler (11 – 18) Karmaşık problemlere mantıklı
çözümlerin getirildiği dönemdir. Daha soyut düşünme ve sosyal konularda
fikirlerin geliştirildiği dönemdir.
Piaget bilişsel gelişim dönemlerini Duyusal-Motor, İşlem
Öncesi, Somut işlemler ve Soyut İşlemler olmak üzere dört dönem içinde
incelenmektedir.
1. DUYUSAL – MOTOR DÖNEMİ (0–2 YAŞ) Bebek, bu aşamada dış
dünyayı keşfetmede duyularını ve motor becerilerini kullandığından bu döneme
duyusal- motor adı verilmektedir. Bütün bebekler doğuştan reflekstif
davranışlara sahiptir. Yeni doğan bebeğin dudaklarınıza dokunduğunda emmeye
başlar; elinizi avucuna koyduğunuzda yakalar. Bu refleksler, çocuğun ilk biliş
şemalarını oluşturur.
2. İŞLEM ÖNCESİ DÖNEM (2–7 YAŞ) İşlem öncesi dönem ikiye
ayrılmaktadır. Bunlar;
a) Sembolik dönem ya da kavram öncesi dönem (2–4 yaş) b)
Sezgisel dönem (4-7 yaş) dır.
a) Sembolik dönem ya da kavram öncesi dönem İki dört
yaşlarını kapsamaktadır. Bu dönemde çocukların dili, çok hızla gelişir ancak
geliştirdikleri kavramlar ve kullandıkları sembollerin anlamları, kendilerine
özgüdür; çoğu zaman gerçek değildir.
2–4 yaşlarında çocuk, gözünün önünde bulunmayan ya da hiç
mevcut olmayan nesne, olay, kişi, varlığı temsil eden semboller geliştirmeye
başlar.
• Bu dönemdeki çocuklar ben merkezlidir. Kendilerini
başkalarının yerine koyamazlar. Dünyayı başkalarının açısından göremezler. •
Objeleri sadece tek bir özellikleri açısından sınıflandırılabilirler. Örneğin;
renklerine göre sınıflandırma ya da biçimlerine göre sınıflandırma gibi. • Bir
özellik bakımından farklı olan nesnelerin farkını göremezler. (Örneğin; yeşil
üçgenlerle yeşil kareleri bir arada gruplayabilir.) • Mantık yürütmede
tümevarım ya da tümdengelim yollarını kullanamazlar. Mantıkları değişken ve
yüzeyseldir. Tek yönlü düşünürler. Örneğin, kedi dört bacaklı ve tüylü, küçük
bir hayvandır. Buda dört bacaklı, küçük ve tüylü bir hayvan, o halde buda
kedidir diyebilir.
b) Sezgisel Dönem 4–7 yaş arasını kapsar. Çocuklar bu
dönemde, mantık kurallarına uygun düşünme yerine, sezgilerine dayalı olarak
akıl yürütürle ve problemleri sezgileriyle çözmeye çalışırlar. Dil, hızla
gelişmekte, yaşantılar yoluyla kazanılan davranışların sembolleştirilmesine
yardım etmektedir.
Bu dönemde çocuklar, henüz üst düzeyde sınıflama yapamazlar.
Korunum henüz gelişmemiştir. Korunum herhangi bir nesne ya
da nesne grubunun fiziksel biçimi ya da mekândaki konumu değiştiğinde,
nesnelerin miktar, sayı, alan, hacim vb. özelliklerini değişmeyeceği ilkesidir.
Çocuklar bu dönemde, nesnenin dikkat çekici özelliklerine odaklanmakta diğer
özelliklerini gözden kaçırmaktadır. Korunumun kazanılmamasında bu özellikleri
etkili olmaktadır.
İşlem öncesi dönemin önemli özelliklerinden birisi de,
çocuklar işlemleri tersine çeviremezler. Piaget’e göre, tersine çevirme,
düşünmenin önemli bir yönüdür ve korunumun başlangıç noktasıdır. İşlem öncesi
dönemde çocuğun düşünmesi, fiziksel etkinliğe ve nesnelerin dikkati çeken
görünüşüne bağlı olduğundan doğru mantık yürütemezler, işlem yapamazlar.
Son yıllarda yapılan araştırmalar, Piaget’nin ortaya koyduğu
bazı özelliklerin daha erken yaşlarda öğretilebildiğini göstermektedir.
Örneğin; uygun etkinlikler düzenlenerek ve basit bir dil kullanılarak çocuklara
korunumun öğretilebildiği gözlenmiştir
3. SOMUT İŞLEMLER DÖNEMİ İlkokul yıllarındaki çocuklar,
bilişsel yeterlilik bakımından çok hızlı değişme gösterirler. İlkokul
dönemindeki, çocukların düşünmesi okul öncesi çocukların düşünmesinden çok
farklıdır. Artık, tersine çevirebilme kavramı kazandıklarından korunum ilkesi
ile ilgili bir sorunları da yoktur.
Bu dönemde en üst düzeyde gruplama yapabilirler. Bir grup
bir nesnenin bir başka grubun alt sınıfı olabileceğini anlarlar.
Çocuklar, bu dönemde nesnelerin belli özelliklerine göre
sınıflayabilirler. (www.donusumkonagi.net, 2008) Somut işlemler dönemindeki
çocuklar benmerkezcilikten uzaklaşmışlardır. Olayları ve dünyayı, başkaları
açısından da görebilirler.
Çocuklar bu dönemde dili etkili olarak kullanmakla birlikte
vatan, millet, ülke vb. soyut kavramları anlayamazlar. Soyut kavram ve
deneyimlerin somut yollarla açıklanmaları gerekir.
4. SOYUT İŞLEMLER DÖNEMİ Ergenlik döneminin başlangıcından
itibaren çocukların düşünme biçimleri, yetişkinlere benzer hale gelir. Bu
dönemde artık soyut düşünme başlar. Bir problemin çözümü, somut yollarla
sınırlanmaz. Problemde bulunan değişkenler arası ilişkileri bulur. Olası
denenceleri geliştirir. Daha sonra da bu denencelerin sırasıyla test eder.
Çözüme sistemli şekilde ulaşır. Bu dönemde tümevarım ve tümdengelim yoluyla
akıl yürütme gözlenir.
Çocuklar soyut kavramları anlayarak etkili bir şekilde
kullanabilirler. Bu dönemde çocuklar, çeşitli ideal fikirleri, değerleri,
inançları geliştirmeye başlar. Toplumun yapısıyla, felsefesiyle, politikayla
ilgilenir: bir değerler sistemi örgütlemeye yönelirler.
Somut işlemler dönemindeki çocuklarla soyut işlemler
dönemindeki ergenler arasındaki temel fark, ergenlerin bir olayın çok değişik
yönlerini görebilmeleri ve bilgiyi soyut olarak üretebilmeleridir. Ayıca dil
gelişimi bakımından kavramları atasözlerinin, deyimlerin anlaşılmasında artık
problemleri yoktur. Ayrıca yazılı dilinde bir yetişkin kadar etkili olarak
kullanabilirler.
İlköğretimin 6.,7.,8. Sınıflarında ve lisede ergenlerin,
analiz etme, karşılaştırma, soyut ilişkileri bulma, özgün bir şey üretme,
eleştiriyel düşünme gibi özelliklerini geliştirici nitelikte etkinliklere yer
verilmesi gerekmektedir.
Ergenlerde gözlenen önemli bir diğer zihinsel gelişim
özelliği de hipotetik koşullara göre düşünmeleridir
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder